Bu gecenin olayına kaptırdım kendimi.Yazlığın balkonunda oturup birazdan kendimi sahil yolunda dolunayı izlemeye hazırlıyorum.Hiçbir saniyesini kaçırmak istemediğim basit bir doğa olayını kendi içimde kutsallaştırıyorum.Kıpkızıl tabak gibi gökyüzüne yerleştirilen dedeyi selamlamak, geçiş törenini izlemek için heyacanlanıyorum ben.Beni bu yaşta mutlu edecek şeyin 12 milyar yıldır hayatta olan yerkürenin her zaman peşinde olan dolunay olması acaba yaşlı bir ruhumun da olup olmadığını sorgulatıyor.Ama anında kendimi doğaya aşık bir adam olarak tanıtıyorum.Çünkü sadece dolunay değil, suya düşen güneşi de akşamüstleri gözlerimle taciz ediyorum. Diyorum yanında ne atıştırsam, neyi dinlesem...Hangi kutsal gördüğüm, sevdiğim insanı yanımda hapsetsem bencilce.Poseidon olasım geliyor şu sıralarHani şu elinde mızrak olan beyaz sakallı...Arasıra dalgalandırayım denizi, köpürteyim.Balıkları da raks ettiriyim güneşi denize batırırken.Yosun kokuları da gelsin iyotla karışarak burnuma.Aman dolunay da geç kalmasın güneş batarken.Yalnız hissettirmesin beni burda, merak ederim sonra....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder