12 Eylül 2012 Çarşamba

Tüyo Vereyim: All You Need Is ...?


Hissetmenin ve yaşamanın en yoğunudur. Yaşam da bitse, obje  ve suje de kaybolsa, geriye kalan ....dir. Hayatın üzerine kurulduğunu düşündüğüm, yüce hissiyatların en erdemlisi ve olması gereken olarak gördüğüm gerçektir kendisi. Biraz değil, çokça yaşamamız gerekendir.

Kutsallaştırıldığınız bir objeyi korumakla, fanatiği olduğunuz bir futbol takımının maçlarına gitmekle, yazmak, çizmek ve sevgilinizle aldığınız bir sinema biletiyle de sahip olduğunuz bu erdemi işteş fiil kullanarak yaşayabilirsiniz. Kucaklaşmak, selamlaşmak, barışmak, öpüşmek...

Bazen de bu güzel hissin değerini anlatan en uzağındakiniz değil, en yakınınızdakidir. Bir başkası  "...... bulduysan ne mutlu sana" der, hissettiğiniz o kelimenin ne kadar önemli bir servet olduğunu çığırır kulağınıza.

Sevmek sadece de pembe rüyalara dalıp beyaz bulutlarda zıplamak değildir bana göre. Dert ise derdi, sinemada gördüğünüz bir filmi, yeni dinlediğiniz bir müziği, yeni bildiğiniz şeyleri de paylaşmaktır. Bazen sadece güneşe, aya, yıldıza bakıp "Tanrım ne güzelsin" diyebilmektir.

O erdeme sahip olan bir arkadaşımın boşluğa  şiir okumasıdır sadece bir kantosunu da olsa.Sanata gelmişken... Güzelliğin ilmidir kendisi. Lakin yine sevmekle tuvale fırçalanır, heykele vurulur, taş yerine konur, nota vurgulanır.

Bence öyle güzel bir şeydir ki sahip olduktan sonra; şiir sizi okur, müzik sizi dinler, resim sizi boyar. Kendimize onu eklemektedir mesele. Şimdi hayatınıza, bu yazıdaki boşluklara ve erdemlere sevgi sözcüğünü ekleyin. Anlamsızlar anlamlanacak, cümleler tamamlanacaktır.Hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz.





Hiç yorum yok: