23 Şubat 2013 Cumartesi

Gerçek





Mutlak nedir? Mutlak bölünemez 1'dir. Öyle tek ki kendisi; ayrışamaz olandır. Bütündür, yapıtaşıdır.


Zihnime göre gerçek hayatta ulaşamayacağımız olandır. Şimdi bildiğimiz, bir sonraki onu çürütecek olanın üzerine gelecektir. Şimdi gerçek bildiğin, sonraları için yalan olacaktır. Gördüğün, elle tuttuğun her gerçek dediğin ancak senin algıladığın kadardır. Algılarsan varsın, algılayamazsan yoksun. Algıladığın kadar gerçek, algılayamadığın kadar da yalan. Bu da senin varlığın. Bir merdiven düşünelim; çıktıkça geride kalan basamakların yok olduğu... Her bir sonraki bastığın basamak senin o anki gerçeğin... İşte bu bilginin sonsuzluğu.. Her adım basarken var. Ayağını üzerinden çektikten sonra başka bir yenisi. Bilgi birikimli olarak ilerleyecek. Yürümekten yorulmayacak olanlar aşama kaydedecek fakat bilmenin susuzluğuna kapılacak. Kesin bilgiyi bilim de bulamayacak şu ana kadar din de göstermedi. Perde henüz kalkmadı. Kimisi şiir yazdı, düşsel yolculuğa çıktı. Kimisi yalanlarla gerçeği aradı. Kimisi hikaye anlattı. İnanan oldu, inanmayan oldu. Ama ne oldu? Her geçen saniye yeni gerçek dediklerimiz doğdu, her geçen saniye gerçek dediklerimiz öldü.

Başka zihinden çıkan veriler senin gerçeğin olabilir mi? Senin varoluşunun şartları bunu tamamen kavrayabilir mi? Hayır. Herkes kendi şartlarınca ve düşünsel dünyasında bir şimdilik gerçek yaratır. Herkesinki birbirinden farklı. Hepsinin bir arkaplanı var ve  hepsinin üzerinde  bir perde..

Mutlak; bu durumda merdivenin en üst noktası, her şeyin gözler önüne serildiği bir boyut. Görebilir miyiz görecek miyiz bilinmez. Perde ne zaman kalkar, kaldırılır mı bilinmez.   Gerçek dediğimizi arayalım fakat , biz onu değil de, o bizi bulursa? 

Hiç yorum yok: