19 Eylül 2013 Perşembe

BU OLAYDAN SONRA TESADÜFLERE İNANMIYORUM !





Sene 2011  
Yaz ve yazlık dönüşü. Yine Tibet ile facebook üzerinden felsefe, din ve mitoloji üzerinden konuşuyoruz, tartışıyoruz. Muhabbetin bi kısmında cehalet örtüsü kavramından bahsediyorduk. Bu konuda Tibet'in daha ayıntılı bilgisi olduğuna inanıyordum ve klavyesinden dökülecek kelimelere odaklanmıştım.(Bu olaydan sonra cehalet örtüsü ile ilgili yazılar yazmıştım zaten) Tibet cehalet örtüsü kavramını bana detaylı bi şekilde açıyordu. Bu arada Tibet Kanada'da yaşıyor, Türkiye saati ile saat sabaha karşı 4'e vurmuştu.  Normal insanların uyuma vaktinden pek çok zaman geçmişti anlayacağınız. Neyse ki uzun süren muhabbet sonlandı. Benim hala uykum yok. Beyin fırtınası yaptığımızdan mıdır bilinmez... O sıralarda zaten bu konularla alakalı olan Dante'nin İlahi Komedya'sını okuyorum. Ve  kitabıma döndüm yatağıma uzanıp...

Ve aklıma hep tesadüfen(!) karşıma çıkan bi sayı geldi : 239. Bu rakam benim 10 sene önceki ilkokul numaramdan tutun da, saatlerde, stajyerken yapmam gereken işlerde, banka sıralarında, ve size fantastik gelebilecek birçok yerde karşıma çıktı. Ve açıkçası benim de bu konuyla kafayı bozduğum bi dönemdi.

Neyse kitabımı elimde, hangi kantoyu okuyorum tam hatırlamıyorum,  birden 239 numaralı sayfayı açmak aklıma geldi. Açtım ve ne göreyim. Cehalet Örtüsünün tanımı karşımda duruyor. Tabii tüyler diken diken. Bu konudan bahsettiğimiz aynı gece. Okuduğum kitapta, o numaralı sayfada, o yayınevinin benim satın aldığım baskısı.. Bunlar hep bana denk gelmişti.Tesadüf mü? Şu cümle "tesadüf diye bir şeyin olmadığı" gerçeğini bana yıktırıyor : HER ŞEY OLMASI GEREKTİĞİ İÇİN OLUR.

Sizin karşınıza bazı şeyleri evren bilerek mi çıkarıyor, yoksa evren siz misiniz, yoksa O mu? Soru seçmek ve üretmek sizin. Buyrun..

Not : Bu arada Oda yayınları 1. basım 239. sayfa, dileyen bakabilir.

Hiç yorum yok: